top of page

AKICILIK BOZUKLUKLARI   

            Akıcılık,  konuşma üretiminde devamlılık, yumuşaklık, hız ve eforu ifade etmektedir. devamlı, yumuşak, normal hızda ve eforsuz konuşma akıcı konuşma olarak adlandırılmaktadır. Kekemelik, en sık görülen akıcılık bozukluğu olup, ses ve hece tekrarları, ses uzatmaları, bloklar, ses eklemeleri ile konuşma akıcılığının bozulması durumudur. Bu akıcısızlık durumlarına fiziksel gerginlik, olumsuz reaksiyonlar, ikincil davranışlar ve sakınma/kaçınma davranışları eşlik edebilmektedir. Hızlı-bozuk konuşma diğer bir akıcılık bozukluğu olup, konuşmanın akıcılığını ve anlaşılırlığını bozacak derecede hızlı ve düzensiz konuşma hızı ile karakterizedir. Bu akıcılık bozukluklarını aşağıda daha detaylı olarak anlatılmıştır.  

KEKEMELİK

             Kekemelik, konuşmadaki akıcılığın ve ritmin bozulması, bunlara verilen psikolojik (Konuşmaktan çekinme, konuşurken hata yapmaktan korkma, bazı ortamlardan uzaklaşma) ve motor reaksiyonlarla (göz kırpma, dudak titretme, çeşitli tikler) ses uzatmaları, tekrarları ve duraklamalarla (Bloklar) karakterize bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik genellikle; Hece-ses uzatma, ses, hece veya sözcük tekrarı ve Durma–Bloklar şeklinde olmaktadır. kekemeliği olan kişilerde, konuşmaktan kaçınma, bazı ortamlardan kaçınma, bazı kelimeleri söylemekten kaçınma, gerginlik, ses tonu ve şiddetinde değişiklik, nefes kontrolünde problemler sıklıkla görülmektedir.  Herkes konuşurken zaman zaman takılabilmektedir. Burada ayrıcı olan takılmaların bireyin iletişimini ve sosyal hayatını etkileme derecesi, diğer taraftan takılmaların yüzdesi, kişinin ve çevresinin takılmalara verdiği tepkidir.   Etiyolojisine ilişkin çeşitli teoriler olsa da, nedeni tam olarak bilinmemektedir. Erkeklerde kızlara oranla 3 kat daha fazla görülmektedir.

Kekemelik, çocuklarda yaklaşık olarak 2,5 yaşlarında başlamaktadır. Kekemeliği olan çocukların yaklaşık % 95' i 5 yaşından önce başlamaktadır. Gelişim döneminde tüm çocuklar zaman zaman sessiz duraklar ve ses eklemeleri, hece tekrarları gösterebilmektedir. Bu durum kekemelik olarak yorumlanmamaktadır. Kekemelik olarak yorumlanması için zaman içerisinde gösterdiği değişim ile takılma tipleri ve çeşitliliği önemlidir. Çocukluk dönemindeki kekemelik benzeri akıcısızlıklarda ses veya hece tekrarları, ses uzatmaları, bloklar ( sessiz fiksasyonlar veya sese başlamada zorluklar ), aynı zamanda süre, efor, gerginlik ve çabada artma görülebilmektedir.  Bu dönemde kekemelik belirtileri gösteren çocukların yaklaşık %75'i ileriki dönemlerde kendiliğinden iyileşmektedir. Geri kalan %25'inin takılmaları devam etmektedir. Okul öncesi kekemelik belirtileri ortaya çıktığında risk faktörleri ( takılmaların süresi, sıklığı ve çeşitliliği, ailede kekemelik öyküsü, cinsiyet vs) iyi değerlendirilerek, müdahale konusunda karar verilmelidir.

            Kekemelik okul, iş ve sosyal etkileşimleri olumsuz etkileyebilmektedir. Kekemeliği olan çocuklar konuşma ile ilgili olarak korku, anksiyete ve utangaçlıktan bahsetmektedirler. Bu çocukların zorbalığa maruz kalma ihtimalleri de vardır. Bazı vakalarda kekemeliğe konuşma sesi bozuklukları, entellektüel bozukluk ve dil bozukluğu eşlik edebilmektedir. Kekemeliğin sıklığı ve şiddeti günden güne ve bağlama göre değişiklik gösterebilmektedir.  Bazı durumlarda özellikle iletişim beklentisinin arttığı durumlarda kekemelik şiddeti de artmaktadır.

            Kekemeliğin nedenleri tam olarak bilinmese de genetik faktörler ve nöropsikolojik faktörler üzerinde durulmaktadır. Çevresel faktörler ve çocuğa özgü kişisel, duygusal durumların kekemeliğin şiddetini etkilediği, kaygı, stres ve aile dinamiklerinin kekemeliğin üzerinde etkileri olduğu düşünülmektedir.

Kekemelik için risk faktörleri;

  • Erkekler kızlara oranla daha yüksek riske sahiptir.

  • Aile öyküsünde kekemelik olgusunu olması

  • Başlangıçtan sonra 6 aydan daha fazla zaman geçmesi ve zaman içerisinde aralıksız devam etmesi

  • Gittikçe takılmaların şiddeti ve çeşitliliğinde artış ve ikincil davranışlar işe kaçınma davranışının ortaya çıkması

  • 3, 5 yaş ve sonrasında başlaması

  • Beraberinde dil ve konuşma güçlüğünün varlığı

olarak sıralanabilir.

 

            Kekemeliğin belirtilerini birincil ve ikincil belirtiler/davranışlar olarak sınıflandırabiliriz.

Birincil kekemelik belirtileri/davranışları

  • Ses hece ve kelime tekrarları,

  • Ses uzatmaları

  • İşitilebilir veya sessiz bloklar

  • Konuşmada aşırı gerginlik ve çaba

 

İkincil belirtiler/davranışlar

  • Boğaz temizleme, ilgisiz ses ekleme

  • Göz kırpma, çene sıkma

  • Kafa sallama,

  • El, kol, bacak hareketleri,

  • Bazı ses ve kelimelerden kaçınma,

  • Konuşmaktan kaçınma,

  • Bazı sosyal ortamlardan kaçınma,

olarak sıralanabilir.

            Kekemelik terapisinde, okul öncesi çocuklar için geliştirilen " Lidcombe Erken Dönem Kekemelik Programı" veya hem okul öncesi çocuklar hem de ileriki yaştaki bireyler için uygulanan Akıcılığın Biçimlendirilmesi (Fluency shaping) ve Kekemeliğin Modifikasyonu ( Stuttering modification ) teknikleri kullanılmaktadır. Terapide ikincil davranışlar ve psikolojik faktörler-tepkiler üzerinde de durulmaktadır.

 

HIZLI - BOZUK KONUŞMA

            Hızlı- bozuk konuşma, aşırı ve düzensiz hız ile karakterize, hece silmeleri, son hecelerin atılması ve kekemelik benzeri davranışlarında eşlik edebileceği bir bozukluktur. Hızlı- Hızlı bozuk konuşmaya zaman zaman kekemelik, dil ve konuşma bozuklukları ve dikkat eksikliği eşlik edebilmektedir. konuşma esnasında kısa veya uzun duraklar, uygunsuz duraklar sıklıkla görülmektedir.

 

Hızlı bozuk konuşma belirtileri,

  • Hızlı ve düzensiz konuşma hızı

  • Aşırı koartikülasyona bağlı hece silmeleri

  • Aşırı akıcısızlık, aşırı ses eklemeleri

  • Sentaktik olmayan duraklamalar

  • Uygun olamayan duraklara bağlı alışılmadık prozodi

           

          Hızlı- bozuk konuşmalı kişilerin konuşmaları aslında genellikle ortalama konuşma hızından hızlı olmamasına rağmen dinleyiciler tarafından hızlı algılanmaktadır. Bu durum kişilerin konuşma hızlarını kontrol edebileceklerinin üzerinde ve anlaşılırlığı bozacak hızda konuşmalarındandır. Bazı hızlı bozuk konuşmalı bireyler iletişim zorluklarının farkında değildirler. Bazıları ise kendilerin anlaşılmadığının farkındırlar. Bazıları iletişimden kaçma, anksiyete ve iletişime karşı olumsuz tutum sergilemektedirler.  

Hızlı - bozuk konuşmada risk faktörleri

             Hızlı bozuk konuşmada yeterli epidemiyolojik veri yoktur. Bu yüzden risk faktörlerini destekleyen yeterli veri bulunmamaktadır. Ancak bazı risk faktörlerinden bahsedilebilir. Bunlar;

  • Erkeklerde kızlara oranla 1:3 ile 1:6 oranında daha fazla görülmektedir.

  • Aile öyküsünde hızlı-bozuk konuşma olması

  • Eşlik eden başka dil konuşma bozukluklarının olması

  • Kekemeliğin olması. Kekemeliği olan bireylerin 1:4' ünde hızlı bozuk konuşmanın bazı komponentlerinin olduğu tahmin edilmektedir.

            Kekemelik ve hızlı-bozuk konuşmada aşağıdaki belirtilerin/durumların olması, detaylı değerlendirme ve müdahalenin gerekliliğini artırmaktadır.

  • Aile öyküsünde bozukluğun var olması

  • Çocuğun takılmalarına ilişkin olumsuz reaksiyon göstermesi

  • Fiziksel gerilim yaşaması veya ikincil davranışlarının olması

  • Diğer dil ve konuşma problemlerinin olması

  • Aile üyelerinden ve akranlarından olumsuz reaksiyonlar alması

  • Çocuğun iletişim mesajlarını etkili bir şekille iletmede zorluk yaşaması

  • Ailenin aşırı endişeleri

 

        Hızlı-Bozuk konuşmanın terapisi kabaca, vakanın konuşmasına ilişkin farkındalığının arttırılması, konuşma hızının düşürülmesi, uygun duraklar ve gerekli görülürse uygun vurgu konusunda vakanın eğitilmesini içermektedir.

bottom of page